13 Ocak 2010 Çarşamba

27 MAYIS 1960 ANILARIM

Orta birinci sınıfta okuyordum 27 Mayıs askeri darbesinde. Okulların tatil olacağının son günüydü, günlerden cuma. Radyodan askerlerin yönetime el koyduğunu bildiren konuşmalar yapılıyordu. Mahalleden Yenişehir ortaokulu ve lisesinde okuyan(Lise orta aynı okul)arkadaşlarla okul yolunu tuttuk. Cadde ve sokaklarda okula giderken asker falan görmedik. Askerin yönetime el koymasının ne olduğunu bilenimiz de yoktu.Her şeyi bilen mahallemizden tenekecinin oğlu Ahmet abi bile bizi aydınlatamadı.

Okul bahçesinde bekledik,derse girme saati geçti,okula alınmadık. Az sonra kulaktan duyma okulun kapandığını, herkesin doğru evine gitmesinin söylendiğini öğrendik.
Okul dönüşümüz gidişimizden yaklaşık bir saat sonra oldu. Caddelerde ikişer ikişer gezen inzibatlar (beyaz miğfer, ayakkabılarının üzerinde beyaz tozluk,beyaz kemerleri
olan askerler)göreve başlamışlardı. İnzibatlar tatil günleri eskiden de gezerlerdi, aradaki fark sayıca fazla gözükmeleri. Sokağa çıkma yasağı yok. İnzibatların görevi caddede yürüyen insanları birbirinden ayırmak. İki kişi üç kişi yanyana konuşarak gitmeyecek, diye emir almış oldukları anlaşılıyor. Bize bir şey söylemedi inzibatlar. Ana caddeden aştık, evlerimize dağıldık.

Kısa bir sürede bu darbenin Demokrat Partiye karşı yapılmış olduğunu anladım. Hareket memurunun kızı Gülay, oğlu Özcan, istasyon şefinin oğlu Saruhan, mahallede kolkola gezerek şarkı halinde,

Oğoğoğo ne oldu
xxxxxxxxx ne oldu
XXX
Olurmu böyle olur mu
Kardeş kardeşi vurur mu
XXX
Bir baba hindi
xxxxxxxxx bindi

tekerlemelerini söylüyorlardı. Sesleri çıktığı kadar yüksek, tempo olarak düzgün, sözleri anlaşılır halde. Babam Demokrat Partiliydi (babamızdan dolayı biz de küçük de olsak partiye sempati duyardık). Partiye üye miydi bilmiyorum ama, Vatan Cephesine aidat yada bağış olarak para verdiğini annemle atıştıklarında öğrendim. Konuşma aynen şöyleydi;

Annem:Haraç veriyorsun adamın karısının kolu yukarı kadar bilezik dolu.

Babam:Vermeyip de Kars'ta Van'da mı soluğu alacaksın?

Annem: Bende rey verirsem bunlara insan değilim.

Babam: Münasebetsizlenme !

Radyodan, yakalanan vekilleri, önemli kişileri haber olarak veriyorlardı. Daha sonraları Menderes'in de yakalandığını söylediler. Vatan Cephesine kaydolanları her gün saatlerce okuyan radyo şimdi tersinden okuyordu. Yassıada mahkemeleri kaç ay sonra kuruldu hatırlamıyorum. Aklımda bebek ve köpek davası kalmış. Asamazlar, asacaklar tartışması yapıyoruz. Herkes babasının tuttuğu partiye göre konuşuyor. Bir sabah gazete almaya gittim, gazetelerde üç kişinin idamı yakın çekim basılmış. Fotoğraflar bile adamların asıldığına inandıramadı bazı arkadaşları. Asılanlara o tarihte ben de babam gibi çok üzüldüm. İdama karşı olduğumdan değil, asılanların Demokrat Partili olduğundan.

27 Mayıs'ı, 12 Mart'ı,12 Eylülü yaşadığıma göre; zamanında farkına varamadık ama 27 Mayıs bir devrimmiş. Aydınlanmanın bilinçlenmenin ülkemizde başlangıcıymış. Nice yurtsever devrimci Atatürkçü genç bu aydınlanmanın ışığında toplumumuza öncülük ettiler. 12 Eylül darbesiyle tam zıtlık arzeder. Birisi demokrasinin yolunu açtı, diğeri demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldırdı. Askeri müdahelelere haklılık kazandıracak davranışlar içinde olmamak gerekir. Seçimle gelenin seçimle gitmesi en uygun yoldur.

1 yorum:

  1. İyi ki varsın, çocukluğumuzu yeniden yaşatıyorsun.
    Durmak yok, yola devam. Aklıma bir şeyler gelince ben de söylerim sana, yazarsın.
    Ulviye

    YanıtlaSil