20 Ocak 2010 Çarşamba

LAF LAFI AÇIYOR

12 Eylül Darbesi sonrası kaç defa işyerinden alınıp bırakıldığımı saymadım. Bir gün yine işyerine gelip beni aldılar. Gelmişken işyerini de arayıverelim, dediler.
Erotik resimli birkaç magazin dergisi buldular, gırgırına aradığımızı bulduk, dediler. Dergileri almadılar ama beni alıp karakola götürdüler, nezarethaneye attılar. Ben nezarethaneye alıştım gire çıka. Hatta dışarıya bakan küçük bir penceresi vardı nezarethanenin, camı kırıktı, soğuk geliyordu. Deniz yüzbaşıya söyledim girip çıkıyoruz, soğuk oluyor, mümkünse camı taktırıverin, dedim. Baktım takılmış, benden önce dernek, sendika yöneticileri odada misafir edilmiş. Halise'nin akrabasının "Eve de haber vermedik bu gece burada mı kalacağız" dediği gün. Gece komutan geldi "Sizi şimdi bırakacağım ama, evlerinizden bir yere ayrılmayın" dedi. Ulan şimdi yandık dedim içimden. Gecenin ortasında neyle gidilir taa Gökçebey'e, sabahlasan dışarısı soğuk. Zeki Albuz, sen bizimle kalıyorsun. Herkes gitti. Komutan, komiser, jandarma, yeterince polis, ekip arabasına bindik Gökçebey'e gidiyoruz. Senin evi arayacağız bir şey çıkmazsa bırakacağız, dediler. Çaycuma-Gökçebey 20 km. Bir yandan da korkuyorum. Polis jandarma karması evde arama yapacak, birisi ararken bir şey bırakırsa, diye. Gökçebey'e geldik. Eve önce ben girdim. Halise(eşim) yatmamıştı (Beni her zaman bekler yatmaz). Komutan ayakkabıları çıkartalım mı dedi; postala baktım ne zaman çözülür bağlanır, hem adam kızarsa, diye geçti aklımdan. Gerekmez, buyrun, dedim. Odalara dağıldılar, tüfeğin yüzüne bile bakmadılar. Arama tamamlandı, tutanak tutuldu. Halise çay demleyim içer miydiniz, dedi. Yok, sağol, deyip beni bırakıp gittiler. Ben de taksi parası vermeden Gökçebey'e gelmiş oldum (Bu iyiliği unutursam nankörlük etmiş olurum).

Komutan, eniştemin(Hamdi abi) köylüsü. Arasıra, enişten nasıl görüşüyor musunuz, diye soruyor, görüşemiyoruz fırsat olmuyor, diyorum. Eniştemin 12 Eylül'ü destekleyeceğini biliyor bana dümen yapıyor. 12 Eylül öncesi eniştem derdi ki Karabük'te olayları Kambur çıkartıyor. Yine O dönemde enişteme sağcılar suç işliyor dedittiremezdiniz, aynen sayın büyüğümüz gibi. Kambur da solun herhangi bir fraksiyonundanmış. Adam kambur olmayıp sağlam olsaymış devrimi yapacakmış anlaşılan.

Nur içinde yatsın, sonradan eniştemle siyasi dostluğumuz çok ilerledi.Kısa bir anımı anlatayım: Eniştem oturuyor, bizi seyrediyor. Ablamla biz bahçede çalışıyoruz.
Bak abla, dedim burada yerin kimin olduğunun önemi yok, senin veya benim: birlikte üretiyoruz birlikte yiyip içiyoruz buna sosyalizm derler.Bunu Hamdi abi duysa (duyuyor)kızar, bahçeden birşey de koparmaz, dedim.Gülerek, yok yok, dedi.

Hacı olmasına rağmen benim rakıyı sevdiğimi bilir, çocuklarına, dayınıza bakım yapın, derdi. Ablam dahil çocukları bu bakım geleneğini bozmadan sürdürüyorlar(Gele
neklere bağlı kalmak ne güzel şeymiş!).

Yazıya nereden başladık, nereye geldik.Boşuna dememişler, laf lafı açar, laf da dötü açar...

1 yorum:

  1. Değerli blok sahibi bu güzel paylaşımlarınız için teşekkür ederiz Dell notebook tamircileri olarak paylaşımlarınızın ve yorumlarınızın devamını dileriz

    YanıtlaSil