7 Ocak 2010 Perşembe

NİNEMİ DAHA BİR SEVDİM

Ninemi hep elinde tesbihi, yattığı divanın üzerinde oturmuş, beyaz tülbentini başına taktığı fesinin üzerine serbestçe örtmüş olarak hatırlarım. Ortaokula gittiğim yıllarda Karabük'te bizde kaldığından birlikteydik. Ninemle ilgili çok anılarım var. Ninem öleli neredeyse kırk yıl olmuş. Benim anılarım varsa ablamların yokmu? Tabii ki benden büyük olduklarından daha fazla. Fazla olmasına fazla ama konuşulmadığından bilmiyoruz. Geçtiğimiz sene Mediha ablam ninemle olan bir anısını anlattı ki bu yazıyı bana yazdıran ablamın o anlattıklarıdır. Bundan sonrasını Mediha ablamın ağzından dinleyelim:

"Ninemden siz ne umarsınız size bir şey anlatsam. Biz hep bir ağızdan, anlat abla anlat. Hacıoğlunda Dutyanı diye bir yer var(Hacıoğlu dedemin köyü oluyor)zannedersem orada ninemin akrabalarından birisinin kınası varmış. Ben çocuktum ninem bana gel seninle kınaya gidelim dedi. Birlikte kına yerine gittik. Kadınlar iyi kalabalıktı. Oturduk. Çok geçmeden hadi bakalım Çufadar kızı al şu tefi eline dediler (Çufadar kızı ninemin gelin geldiği kökünden dolayı kendisine verilmiş lakabı). Ninem aldı eline tefi, bir çalıp bir söyledi, milleti coşturdukça coşturdu. Ne söylediğini şimdi hatırlamıyorum ama o, türküleri bir güzel söylüyor, bir güzel söylüyor anlatamam. Sesi de zil gibi hala kulaklarımda. O gece milleti çok oynattı. Hiç bu yönünü görmemiştik ninemin. Ninem yine birgün, gel senle düğüne gidelim, diye beni çağırdı. Düğün evine gittik. Kadınlar orada nineme çalıp söyleyiver dediler, ama ninem olmaz, dedi, ısrarlara rağmen çalıp söylemedi."

Müzik bize ninemden mi geçti yoksa, diyesi geliyor adamın. Her zaman çalıp söylemediğine göre, çalmam da söylemem de dedikten sonra kararlı duruşuna bakılırsa ninemin gen olarak Aytekin'e birşeyler bıraktığı kesin.

Dedem birinci dünya savaşına kurtuluş savaşına katılmış, onyıllarca cephelerde kalmış, Yemen'de esir düşmüş, vucudunda şarapnel çukurları olan altın madalyalı bir kahramanmış (parasızlık yüzünden madalyasını sonra satmışlar). Dedemin kardeşleri dedem için cepheden gelemez diye nineme çok kötülükler yapmışlar, bırakıp ana evine gitsin, dedemin yerleri kardeşleri arasında pay edilsin... Ninem bütün bunlara göğüs germiş yiğit bir kadın. Dedem yıllar sonra cepheden evine geliyor, çocukları oluyor. Dedemin beş kızı olduğu için yerler damatlara gidecek düşüncesiyle nineme ve dedeme düşmanlık devam etmiş. Dedem cephedeyken ninemin söylediği hasret ve sitem dolu şiirlerinden iki dörtlük Saadet yenge (Ölen teyzemin Çaycuma'da oturan gelini)tarafından bana kızkardeşim Seniha'nın da olduğu misafirlikte okundu. Ninem bunu türkü gibi söylermiş:

Karabiber dibekte
Bir yar sevdim ırakta
Olsun varsın ırakta
Sevgisi var yürekte

Avla dibi ısırgan
Gavur musun müslüman
İşte ben gidiyorum
Kurban kesin komşular

Nur içinde yat sevgili ninem. Senin gibi biz de çaldık oynattık. Senin bu yeteneğini öğrendiğimde seni daha bir sevdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder